Lütfen telefonunuzu dik konuma getiriniz.

Genel Bilgiler

GÜLHANE DENEY HAYVANLARI ÜRETİM VE ARAŞTIRMA BİRİMİ

                                                        

             Birim Sorumlusu: Dr. Öğr. Üyesi Okan Ali AKSOY

                                              Uzm. Vet.Hek. Berk Alp GÖKSEL

                                              Vet.Sağ.Tek. Pınar AYKENT

                                              Vet.Sağ.Tek. Veli KELEŞ

                                              Vet.Sağ.Tek. Mustafa YILMAZ

 

Gülhane Deney Hayvanları Üretim ve izni almıştır. Gülhane Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurul Başkanlığı’ndan onay alınmış olan Araştırma Birimi 04 Kasım 2008 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan çalışma projeler, bilimsel faaliyetler ve eğitim faaliyetlerinin deneysel çalışmalarına uygun tür, yaş, ağırlık ve cinsiyette deney hayvanı üretmek ve verilen deney hayvanlarının post-operatif bakımlarının yapılmasını sağlamaktır.

Gülhane Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Birimi’nde bilimsel çalışmalara yanıt verecek ölçüde ve uluslararası platformlarda olduğu gibi bu çalışmalarda en çok kullanılan hayvanlar bulunmaktadır. Bununla birlikte birimimizin kalite standartlarının iyileştirilmesi ve kapasitesinin arttırılması amaçlanmaktadır. Vizyonumuz Uluslararası düzeyde modern ekipman ve gelişmiş koşullarla hayvan refahının üst düzeyde sağlandığı sağlıklı laboratuvar hayvanı üretim ve bakım çalışmalarını yürütmektir.         

Deney Hayvanı Türleri

  • Fare Balb-c

Biyomedikal çalışmalarda en çok kullanılan omurgalı türüdür. Ev faresinden (Mus musculus) türetilmiştir. İnbred ve outbred olmak üzere 400 değişik soyu bulunur. Farelerin inbred soyları arasında anatomik ve fizyolojik farklar bulunur. Ultrasonik seslere reaksiyon gösterirler. İşitme ve Koku duyusu iyi gelişmiştir. Görme duyusu zayıftır. Fare “omnivor”dur. İdrarlarında proteinüri normaldir. Doğal yaşamlarında fareler sosyal gruplar halinde yaşarlar. Deney farelerinin kafesteki yaşamları doğal hayata benzerlik gösterir. Yeni doğan fare 1-2 g ağırlığındadır. 20 günlük olmadan önce beden sıcaklığını kontrol edemezler. Yaş, gebelik ve laktasyon durumlarına bakılmaksızın fareler aynı tip yiyeceklerle (pelet) beslenebililer. Fareler günde ortalama 3-4 gr yem, 6-7 ml su tüketirler. Fareler mikrobiyel sindirim ve kaprofaj yolu ile indirek yararlanırlar. Cinsel olgunluk dişilerde 7-9 hafta, erkeklerde 9-11 haftadır. Östrus siklusu 4-5 gündür.Gebelik süresi 19-20 gündür. Fare yetiştiriciliğinde kullanılan çiftleşme sistemleri monogami, dişiler erkeklerle çiftleşmeden önce grup halinde barındırılarak östrus senkronize edilebilir.  Trios (bu iki yöntemde erkekler ve dişiler sürekli bir arada bulunur) Poligami yetiştiriciliği (harem sistemi) yapıldığı durumlarda bir erkek ile 3-6 dişi bir arada barındırılır.

  • Rat

Spraque-Dawley,

Wistar-Albino,

Laboratuvar ratı, Norveç ratı veya kahverengi rat (Rattus norvegicus) olarak bilinen bir rodentten köken almıştır. Şu an araştırmalarda kullanılan inbreed soyların pek çoğu da bu Wistar albino soyundan köken almıştır. Ünitemizde Sprague-Dawley, Wistar ve Fishcer soyları bulunmaktadır. Rat, farelerden sonra araştırmalarda en çok kullanılan omurgalı hayvandır.  Ratlar temel tıp, ilaç, gıda, davranış ve toksisite çalışmalarında kullanılmaktadır. Genetik olarak tanımlanmış 400’den fazla inbreed ve yaklaşık 50 outbreed rat soyu literatüre geçmiştir.  Ratların göz yuvası içerisinde, porfirin içeren kahverengi-kırmızı renkli bir salgı üreten Harder bezleri vardır. Farelerin aksine, ratlarda safra kesesi bulunmaz. Farelerde olduğu gibi görme duyusu zayıf işitme ve koku duyuları kuvvetlidir. Ratlar gece aktif hayvanlardır. Çiftleşmeyi takip eden 12-24 saat içerisinde, vaginada bir tıkaç meydana gelir. Bu plağın vajinada veya kafesin herhangi bir yerinde görülmesi, cinsel birleşme zamanı hakkında bilgi verebilir. Ratların yem ve su ihtiyaçlarının karşılanması farelerde olduğu gibidir.

  • Tavşan

Tavşanlar sindirim organları bakımından kısmen ruminantlara benzer, döl verimi özellikleri yönünden ise rodentlere benzemektedir. Evcil tavşanlarda ise optimum çevre şartlarının sağlanması durumunda yılın her döneminde bir tavşandan yavru alınabilir. Tavşanlardaki ortalama yavru sayısı 7-8 civarındadır. Tavşanlar pubertaya 4-9 aya arasında ulaşır. Tavşanlarda gerek doğal gerekse suni tohumlama uygulanabilir. Tavşan yetiştirmede bir dişi erkekle çiftleştiğinde gebe kalır. Gebe kalmayanlar ikinci kez erkeğe verilir. Orta işletmelerde 10 dişiye l erkek, küçük işletmelerde 5 dişiye 1 erkek tavsiye edilir. Kızgın olan dişiler birer-birer erkeğin kafesine konarak birleştirme yapılır. Tavşanlarda gebelik süresi ortalama 30-32 gün civarındadır. Gebe tavşan doğuma birkaç gün kala doğum kafesi içinde doğum yapacağı  yeri hazırlar. Doğum ağırlığı ırka göre 40 ile 100 gr arasında değişmektedir. Tavşan sütü protein ve diğer özellikler bakımından diğer hayvan sütlerinden üstün olduğu için büyüme hızı tavşanlarda oldukça yüksektir. Tavşanlar bireysel olarak veya grup halinde kafeslerde barındırılabileceği gibi; uygun genişlikteki bir arazi,tel örgü ile çevrilerek oluşturulan bir çit içinde sürü halinde de barındırılabilir. Büyütme kafesi 300 x 80 cm taban ve 40 cm yükseklik boyutlarında örme telden yapılır. Bu kafeslerin önüne ayrıca gezinti yeri yapılmalıdır.

  • Kobay

Görüntü ve davranış olarak süt emen domuz yavrularına benzediği için "pig" ismiyle de anılmaktadır. Kolay tutulduğu ve atlama kabiliyetleri zayıf olduğu için kaçmaya meyil etmezler.Deney anında da çok uysaldırlar ve her işleme sabırla katlanırlar. Bu nedenlerden dolayı kobay ideal bir deney hayvanıdır. Genel olarak kobaylar yılda 3-5 kez gebe kalıp doğum yapabilirler. Kobaylarda östrus siklusu 15-19 gün arasında değişir. Östrus süresi de ortalama 8 saat olup 1- 15 saat arasında değişir. Monogami ve harem yöntemleri kullanılır. Monogamide 1 erkeğe 1 dişi verilir. Poligami olarak da bilinen harem yönteminde ise yetiştirme kafesinde 1 erkeğe 5-10 dişi verilerek bîr grup oluşturulur. Gebelik süresi ırka ve bir batındaki yavru sayısına göre, 59- 72 gün arasında değişir. Kobaylar 1-6 arasında yavru yapar. Kobay yavruları gözleri açık, vücutları kıl ile örtülü doğarlar ve bu dönemde yavruların ağızlarında diş bulunmaktadır. Yeni doğanlar yavrular birkaç gün içinde katı yiyecekleri tüketebildikleri için, yetim büyütme diğer türlerle mukayese edildiğinde daha kolaydır. Yavrular 4.-6. haftalarda cinsel olgunluğa erişirler. Dişiler 33 günlükken östrus gösterebilirler. Erkekler 3-4 aylık, dişiler ise 2-3 aylık yaşa ulaştıklarında damızlıkta kullanılırlar. Bir kobay erişkin canlı ağırlığının % 75 'ine ulaştığı zaman damızlıkta kullanılabilir.

  • Koyun

Biyomedikal araştırmalarda kullanılan koyun (Ovis aries) sayısı oldukça sınırlıdır.  Genellikle kültür vasatı için kan alımında ve cerrahi teknikler geliştirmek amacı ile kullanılırlar. Koyunlar mevsime bağlı poliöstrik hayvanlardır. Seksüel aktiviteleri sonbaharda gerçekleşir. Kuzular ise ilkbaharda doğar.  Güney yarıkürede ise bize göre tam tersi bir durum söz konusudur. Bir batında 1 veya 2 kuzu doğar. Bakıma alınan koyunlar çeşitli bakteriyel ve viral enfeksiyonlara karşı aşılanmalı, iç ve dış parazit ilaçlamaları periyodik olarak yapılmalıdır. Koyunlarda ayak sağlığı önemlidir. Uzayan toynakların düzenli bakımı gerekmektedir. Ayrıca uzayan yünlerin kırpılması ve boynuzlu olanların boynuz bakımı da önem taşır.

  • Domuz

Evcil çiftlik domuzunun; Avrupa Vahşi Domuz’u (Sus scrofa) ve Asya Domuzu’ndan (Sus vitatus) köken aldığı düşünülmektedir. Ticari olarak birçok domuz ırkı bulunmaktadır. (Yorkshire domuzu, Alman Miniatur Göttingen Domuzu, ABD Yukatan domuzları vb.). Aşı geliştirilmesinde, gıda araştırmalarında, insanlara benzerlikleri nedeniyle deri, iskelet, gastrointestinal sistem, pankreas, böbrek ve kalp damar çalışmalarında kullanılmaktadırlar. Son yıllarda, eğitim çalışmalarında önemi bir kez daha artmıştır. Sosyal gruplar halinde yaşarlar. Tıbbi çalışmalarda, grup halinde kullanılacaklarsa çok erken yaşlarda gruplar oluşturulmalıdır. Omnivordurlar. Memeliler arasında en belirleyici farklılık; türlerin beslenme şeklinden kaynaklanan sindirim siteminin anatomik ve fizyolojik yapısındaki farklılıklardır. Basit mideye sahip Equide, domuz, insan, carnivor ve kemirgenler, sistemler bazında ele alındığında Domuzların başta kalp, dolaşım, sindirim ve üriner sisteminin fizyolojik ve anatomik olarak

insana benzerliği görülmektedir. Domuz üriner sistemi çalışmalarında sıklıkla kullanılan bir modeldir. Böbreklerin şekilleri duruşları ve türlere göre farklılık göstermektedir. İnsan ve domuz böbrek yassı fasulye ve carnivorlarda dolgun fasulye şeklindendir. Atların sol böbreği kısmen kalbi andırdığı, büyük ruminantlarda ise loblu bir görünüm aldığı ve hilus renalis’in olmaması dikkati çekmektedir. Böbreklerin ağırlıklarının vücut ağırlığına göre oranı yaklaşık 1/200 dür. Domuzda diğer memeli türlerinden farklı olarak insanda olduğu gibi extra thoracal bölgede bulunur.

Bağlantılar

            T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı www.tarimorman.gov.tr